Gordon Parks (1912 – 2006), 20. yüzyılın en önemli fotoğrafçı, yönetmen, yazar ve müzisyenlerinden biridir.O, yalnızca bir fotoğrafçı değil; aynı zamanda sanatını ırkçılık, yoksulluk, toplumsal eşitsizlik ve insanlık onuru üzerine..
Gordon Parks (1912 – 2006), 20. yüzyılın en önemli fotoğrafçı, yönetmen, yazar ve müzisyenlerinden biridir.
O, yalnızca bir fotoğrafçı değil; aynı zamanda sanatını ırkçılık, yoksulluk, toplumsal eşitsizlik ve insanlık onuru üzerine bir mücadele aracı olarak kullanan çok yönlü bir sanatçıdır.
30 Kasım 1912’de Kansas, ABD’de doğdu.
Yoksul bir ailenin çocuğuydu ve çocukluğu boyunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti.
25 yaşındayken (1937’de), ilk kamerasını ikinci el olarak satın aldı ve kendi kendine fotoğrafçılığı öğrenmeye başladı.
FSA (Farm Security Administration) ve OWI (Office of War Information)
1940’larda, ABD hükümeti için çalışan belgesel fotoğrafçılar arasına katıldı.
Bu dönemde yoksulluk, işçi sınıfı ve siyahilerin yaşam koşullarını belgeledi.
Life Dergisi
1948’de Life dergisinde çalışmaya başladı.
Dergideki ilk siyah fotoğrafçı oldu.
Yoksulluk, sivil haklar mücadelesi, moda ve portre konularında güçlü fotoğraf hikâyeleri yayımladı.
Muhammad Ali, Malcolm X, Martin Luther King Jr., Duke Ellington gibi figürlerin ikonik portrelerini çekti.
American Gothic (1942)
Gordon Parks’ın en bilinen fotoğrafıdır.
Washington’da bir temizlik işçisi olan Ella Watson’ı, Amerikan bayrağı önünde süpürge ve paspasla poz verirken fotoğrafladı.
Grant Wood’un ünlü tablosu “American Gothic”e gönderme yapan bu kare, ırkçılık ve sınıf eşitsizliğine güçlü bir eleştiri haline geldi.
Harlem & Chicago Çalışmaları
Siyahilerin gündelik yaşamlarını, ailelerini, iş hayatlarını samimiyetle belgeledi.
Sivil Haklar Hareketi
Martin Luther King Jr.’ın yürüyüşleri, Malcolm X’in çalışmaları ve sivil haklar mücadelesinin farklı boyutları Parks’ın objektifinden dünyaya ulaştı.
Parks, fotoğrafçılıkla sınırlı kalmadı; Hollywood’da da öncü bir isim oldu.
1969’da “The Learning Tree” adlı filmi yönetti. Bu, büyük bir Hollywood stüdyosunda bir Afro-Amerikalı tarafından yönetilen ilk filmdi.
1971’de “Shaft” filmini yönetti. Bu film, “Blaxploitation” akımının en ikonik örneklerinden biri oldu ve siyahi karakterlerin sinemadaki temsilini değiştirdi.
Gordon Parks, fotoğrafı “silah” olarak görüyordu.
“Fotoğraf makinesi, yoksulluğa, ırkçılığa ve tüm sosyal adaletsizliklere karşı kullandığım silahtı.”
Belgesel fotoğrafçılığıyla, siyahilerin hayatlarını onurlu, güçlü ve insancıl bir şekilde yansıttı.
Hem sanatsal hem de politik yönü olan bir üretim tarzı geliştirdi.
National Medal of Arts (1988)
NAACP Image Awards
Smithsonian ve MoMA gibi prestijli kurumlarda sergiler
Hem fotoğraf hem de sinema alanında onlarca onur ödülü aldı.
Gordon Parks, 7 Mart 2006’da 93 yaşında hayata veda etti.
Ardında, fotoğraf, sinema ve yazılı eserlerle dolu bir miras bıraktı.
Parks, yalnızca bir fotoğrafçı değil; Amerikan toplumunda siyahilerin görünürlüğünü artıran bir kültürel öncü oldu.
Bugün hem fotoğraf hem de film dünyasında ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Onun “American Gothic” fotoğrafı hâlâ ABD’deki ırk ve sınıf tartışmalarının güçlü sembollerinden biridir.
Gordon Parks, fotoğraf tarihine yalnızca görsel estetiğiyle değil, toplumsal adalet için verdiği mücadeleyle de damga vurmuş bir sanatçıdır.
